günlerde, ben de tüm yıl boyunca “1” post yazmış olma ezikliğinden kurtulmak
için sizi alıp enteresan bir yerlere götüremeyeyim istedim.
Şu soğuk günlerde
gidilse gidilse nereye gidilir? Afrika’ya elbette. (Aslında Nauru’yu yazacaktım
ama fosfat madenciliğiyle bitirmişler cennet adayı.)
![]() |
Kaynak: exceptional-travel.com |
Orta Afrika’nın batısında, Gine Körfezi’nde yer alıyor. Ulusal sloganı olan “Birlik,
Disiplin, Çalışma” yüzünden tropik bir adadan çok çalışma kampı havası olsa da
siz inanmayın, gitsen gidilir.
Portekizlilerle 1470 civarı başlayan São Tomé and Príncipe Adalarının güneydeki
büyük olanı São Tomé (ismi keşif günün azizi St. Thomas’dan), kuzeydeki ise Príncipe
(ismi vergi ödedikleri Portekiz prensinden) adını taşıyor.
ediliyor krallık tarafından ve ilk yerleşim o zaman başlıyor. Daha çok
Yahudiler olmak üzere o dönem Protekiz’de “istenmeyen” kişilerin çalışmaya
gönderildiği bu ada, şeker üretimi ile ilerliyor.
![]() |
Kaynak: africageographic.com |
ilerliyor ki ana karadan köleler getiriliyor. En büyük köle ticareti
merkezlerinden birine dönüşen São Tomé ve Príncipe, diğer yandan da en büyük
şeker üreticisi konumuna ulaşıyor. Ancak batıdaki sömürgelerin zamanla daha bol
üretim yapması sonucu şeker üreticiliği sekmeye uğruyor ve adanın geçim kaynağı
yalnızca köle ticaretine dönmeye başlıyor.
![]() |
Kaynak: tours42plus.com // Eski efendilerin evleri bugün hayaletli köşkler gibi… |
Bu durum Portekizlileri yıldırmıyor. Adaya kahve ve kakao
ağaçları getiriliyor. Ağaçlar da toprağı sevince deli gibi kahve ve kakao
üretimi ve ticareti yapılıyor. Tabii bu üretim içim köleler de öldüresiye
çalıştırılıyorlar. 1800’lerin sonuna doğru köleliğin kaldırılması kağıt
üzerinde gerçekleşse de bu sefer “işçi” olan Afrikalılar yine insani olmayan
şartlarda çalışmaya devam ediyorlar ve en sonunda, 1953’te Afrikalı işçileri ve
Portekizli yöneticiler arasında kanlı olaylar çıkıyor.
![]() |
Kaynak: chocolateclass.wordpress.com // Angola’dan yola çıkmak üzere bekleyen bir köle. Kaçmasın diye sağlam kazığa (!) bağlanmış. |
derken São Tomé ve Príncipe’nin gururlu halkı 1975’te özgürlüğünü kazanıp 1990’da
tam demokratik rejime geçiyorlar. Şu anda Freedom House’ın ülkeler bazında 2016
özgürlük raporuna göre de bizden daha iyi durumdalar.
![]() |
Kaynak: imperial-stp.st // Eski plantasyonlarda kölelerin kullandığı binalar bugün pansiyon ve motel olarak kullanılıyor. Siz de isterseniz deneyebilirsiniz. |
Bugün, São Tomé ve Príncipe’nin başlıca geliri kakao ve
ülkece bu gelirle geçiniyorlar diyebiliriz. Ancak kuraklık ve iklim değişikliği
bu konuda halkı oldukça kötü etkiliyor. Onlar da Afrikalı kardeş ülkelerle
petrol aramalarına ağırlık vermeye başladılar. Petrol işine girmeden bir gidip
görmek lazım aslında.
![]() |
Kaynak: ifad-un.blogspot.com |
![]() |
Kaynak: africageographic.com |
güzel ülke iki büyük (lafın gelişi) adadan oluşuyor ve bu adaların ikisi de
volkanik temelli. Elbette bu güzel adalarda yapılacak birbirinden güzel
aktiviteler bulunuyor. Denize girip kumlarda yatmak yetmezse dalabilir, deniz
kaplumbağalarıyla yüzebilir, kuşları gözleyebilir, dağ tepe dolaşabilirsiniz.
![]() |
Kaynak: khloros72.wordpress.com // Lagoa Azul’de yüzmeye gelen var ı? |
Kilyos halk plajı gibi iç içe tatil mekanlarından sıkılanlar
ve tatile gömecek parası olanlar için özellikle güneydeki São Tomé adasında
çeşitli konaklama seçenekleri bulunuyor.
![]() |
Kaynak: easyvoyage.co.uk // Kızgın kumlardan serin sulara… |
tarlalarını gezebilir ya da nefis yerel yemeklerin tadına bakabilirsiniz.
![]() |
Kaynak: emaze.com |
Büyük Köpek Tepesi’ni de görebilirsiniz.
![]() |
Kaynak: whenonearth.net |
![]() |
Kaynak: traveltourxp.com // Obo Ulusal Parkı’nda macera sizi bekliyor! |
bir de anı plaketi var. 1919 yılında Einstein’ın görelilik teorisini test etmek
için güneş tutulmasını izlemeye gelen Arthur Stanley Eddington ve ekibini anmak
için 2009’da yerleştirilen bu plaket de adanın ilginç tarihinin bir parçası.
![]() |
Kaynak: www.astro.caltech.edu // Güneş tutulması sırasında arkadaki yıldızları görüp görelilik ile ilgili bir şeyleri kanıtlamışlar ama tam anlayamadım. |
Peki, nasıl gidilir? Eh, çok kolay olmayacağını tahmin
etmişsinizdir. Bulduğum en ucuz uçuş kişi başı gidiş dönüş 4.500 TL civarı ve
32 saat gidiş, 20 saat dönüş sürüyor. Yani bilet verip “al git” deseler dakika
durmam da o para ve süreye cennet vatan Vanuatu’ya giderim doğrusu. Ama siz
gidin tabii, niye gitmeyesiniz. Giderken sarı humma aşısı yaptırmayı unutmayın
ama. Bir de e-vize almanız lazım online olarak.
![]() |
Kaynak: archipelagochoice.com |
Bence 2016’da kaçmak için çok güzel bir yer olurdu. 2017
de böyle geçecekse çantaları toplamaya başlayalım. Dünyanın daha saçma bir
yerinde buluşana kadar, 路平安,旅途愉快
![]() |
Kaynak: picture4u.net |
https://chocolateclass.wordpress.com/tag/sao-tome-and-principe/
Adsız
Daha çok yazı yazar mısın pls? işte canı sıkılanları düşün biraz
Senden bir kuble Galapagos adaları, Haiti ve British Indian Ocean Territory rica ederim.
Bir Turizmci tarafından Öpüldün
vuslat
Ahah yazacağım yazacağım. Galapagos'u yazmam sanırım, abim gitti, üstte sağda Uzak Bir Yıl linkinde var yazısı. Haiti için Tortuga yazım var, BIOT benim de aklımdaydı. Çok ada oluyor işte, derdim o. Şöyle karasal, nokta atışı, enteresan yerler arıyorum.
Öperim. Ama çok samimi şekilde değil, kim olduğunu bilmiyorum zira, ayıp.
Orhan Pilsener
Blogunu çok alakasız bir şekilde gecenin 4.50sinde buldum, iyi ki de bulmuşum, zira gidilmeyecek, görülmeyecek veya dünya haritasında ufacık bir detay olarak kalmış yerlere duyduğum saçma ilgiye sahip bir başkasına -hem de türk bir bloggera- denk geleceğimi düşünmüyordum. Vallahi inanılmaz keyiflerindim gece gece. Yazılarının hepsini okuyacağım.
Sevgiler 🙂
vuslat
Ben de yorumunuzu sabahın 7.30'unda okudum, acayip mutlu oldum sabah sabah 🙂 Çok teşekkür ediyorum, bu gazla gidip yenisini yazayım bari 🙂 Kocaman sevgiler.
Adsız
İlkokuldan beri atlas karıştırıp hayal kurardım. sonra google maps çıktı mertlik bozuldu. şaka bi yana yazılan yerler hep hayalini kurduğum yerler. atlası önüme serip yere yüzükoyun yatarak hayal kurduğum zamanlar geldi aklıma.
vuslat
Evet ya, arkasında da bayraklar listesi olurdu. Şimdi Maps'de dolanıyoruz işte ama Rusya hala çok büyük mesela 🙂
Adsız
Merhabalar yazılarınızı okurken kendimi oralarda keşfe çıkıyormuş gibi hissediyorum sık sık ilginç ve keşfedilmeye açık yerleri yazarsanız sevinirim başarılar 🙂