Çünkü dünya çok büyük!

Kuzey Kore

Evet, dünyanın en gidilemeyecek köşelerine olan yolculuğumuz sürüyor. Bu seferki hedefimiz Kuzey Kore, yani en iyi Kore!

Diktatörlüklerin neredeyse hepsi gibi burası da çelişkilerle, garip kurallarla ve kesin yasaklarla dolu bir ülke. Elbette gitmek için pek çok sebep bulabiliriz ancak gitmemek için iki sebep yeterli: 1- Pasaportunuzda Kuzey Kore vizesi varsa pek çok başka ülkeye bir daha vize alamayabilirsiniz. 2. Grup gezileri esnasında yolunuzu hafifçe değiştirirseniz ya da kaybolursanız kaçırılabilir veya kafanıza bir kurşun yiyebilirsiniz.

Mini Kuzey Kore Tarihi

Emperyalist batının Kuzey Kore’yi karalamak için uydurduğu bu söylemlerden önce bu enteresan ülkeyi tanıyalım. Çin’den Japonya’ya uzanan bir yarımada olan Kore, II. Dünya Savaşı’nın ardından Japon işgalinin bitmesiyle Sovyetler’in kontrolündeki kuzey ve Birleşik Devletler’in kontrolündeki güney olarak ikiye bölündü. 1948 yılında kuzey bölümü “Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti” olarak resmiyet kazanır.

“Büyük Lider” ve “Ebedi Başkan” Kim Il-sung, bölünmenin ardından Amerikan askerlerinin de çekilmeye başlamasıyla rahat durmaz ve Güney Kore’ye saldırır. Ve bizim de aşina olduğumuz Kore Savaşı başlar. Kore savaşı iki Kore’nin savaşı olarak gözükse de özünde Amerika ile Sovyetler ve Çin’in savaşıdır. İki Kore’ye de bu noktada piyon demek yanlış olmaz sanırım. Tabii bu savaşta hayatını kaybeden 2 milyon sivil ve asker bu nitelemeyi ne kadar beğenir, bilinmez.

Savaş da sürekli el değiştiren üstünlüklerin ardından yaklaşık olarak eski sınırlara dönülmesiye sona erer.

Bu dönemin ardından bugüne kadar genelde gözdağı vermece, suikast düzenlemece, nükleer başlık denemece gibi sporlar Kore yarımadasında büyük ilgi görür. En son Bush, Kuzey Kore için “şer odağı, zulüm merkezi” gibi yorumlar yapmaştı ama oraya demokrasi götürmeyi göze alamadı.

Ebedi Başka Kim Il-sung’un ölümünden sonra başa geçen oğlu Kim Jong-il, önce güneyle ve dünyayla olan ilişkileri düzeltmek için adımlar atmış olsa da son birkaç yıldır yine saldırgan ve tehditkar bir tutum izliyor. Çin ve Rusya ile sıkı dostluğu devam eden Kuzey Kore’nin nükleer denemeler yaptığı biliniyor.

Elbette kendi nükleer silah çalışmalarına bakmadan başkalarınınkini yargılayan “batılı” bakış açısını onaylamıyorum, bu yüzden ayrım yapmadan Kuzey Kore dahil nükleer silah üreten her ülkeden nefret ediyorum.

Sadece Garip Bir Diktatörlük mü?

Bütün bu hikayelerden uzaklaşırsak, Kuzey Kore özünde oldukça güzel bir doğaya sahip. Ülkenin geneli dağlarla kaplı, en yüksek dağlar ise Çin sınırında yer alıyor. Düzlük kısımlar genelde batı bölgesinde yer alıyor, ki başken Pyongyang da bu düzlükler üzerinde kurulu. Dağlar, ormanlarla kaplı ve bu ormanlarda tadına doyulmayacak görüntüler var (tabii görebilirseniz.)

Kuzey Kore gerçekten çok enteresan bir yer ve hakkında yazılabilecek onlarca farklı konu var. Bu yüzden yazıyı derli toplu tutmak zorlaşıyor. Yine de Kuzey Kore’nin ulusal gururlarından olan “Proraganda Afişleri” konusuna değinmeden geçemeyeceğim. Aşağıda birkaç örneği görebilirsiniz, diğerleri için Google’a başvurmanız yeterli.

Yine enteresan bir nokta olarak, bu ülkenin devamlı 23 Nisan benzeri toplu gösteriler yaptığını eklemek gerekiyor. Bu konuda gerçekten çok iyiler. Hatta bu derece zorlu koşulları olan bir ülke olmasa, sırf o gösterileri izlemek için bile giderim şahsen.

Fondaki görseller tek parça değil, karton tutanlarca oluşturuluyor.

Bu güzellikler Arirang Festivali süresince görülebiliyor. Bu festival, başta Amerikalılar olmak üzere çoğu turistin ülkeye kabul edildiği tek dönem. Hazır yeri gelmişken, Kuzey Kore’ye nasıl gidebileceğinizi de anlatayım. Elbette elinizi kolunuzu sallaya sallaya girmeyi düşünmüyorsunuzdur, zira Kuzey Kore ancak kendi yetkili organizasyonları aracılığı ile grup gezilerine izin veriyor.

Yılda birkaç kere yapılan ve turistik ile iş gezileri olarak ikiye ayrılan bu turlar Kuzey Kore’nin kapalı kapılarını geçmenizi sağlıyor. Ancak yazının başında belirttiğim tehlikeler hayal ürünü değil. İnsan kaçırma konusunda belli bir ünü olan bu ülke, kaçırdığı kişileri sağ tutma konusuyla da çok ilgili değil. Örneğin kaçırılan 13 Japon turistin sadece 5 tanesi 20-30 sene sonra ülkelerine dönebildi.

Peki Kuzey Kore’ye Nasıl Gidebiliriz?

Gidilir, gidilmez değil. Ama dolaşırken dikkatli olmakta fayda var. 25 vatandaşa bir askerin düştüğü bu ülkede özellikle sınırları çok iyi koruyorlar. Turistik geziler de kesin güzergahlar üzerinde yapılıyor ve yoldan çıktığınızda (özellikle sınıra yakın bölgedeyseniz) hayatınızı kaybetmeniz gerçekten ihtimal dahilinde.

Gerçi bakmayın bu batı propagandalarına. Gezginliği gerçekten macera olarak görenlerdenseniz Kuzey Kore kesinlikle sizin için uygun bir yer. Kuzey Kore için yetkili seyahat acentaları var ve pasanız varsa pek rahat şekilde gidebilirsiniz, özellikle festival döneminde.

Gidebilirseniz bana kart atmayı unutmayın!

Kaynaklar:

Wikipedi
www.korea-dpr.com
Atlas Dergisi

Önceki Yazı

Athos Dağı (Aynoroz)

Next

Grönland

  1. Güzel ve eğlenceli bir yazı olmuş. Ben Kuzey Kore'ye gittim ve blogumda epeyce yazıyorum, meraklısına okumak ilginç olur diye düşündüm. Sevgiler.
    http://www.celebialper.com/category/kuzey-kore

  2. Çok kıskandırıcı bir deneyim ve çok başarılı bir yazı dizisi olmuş, hepsini okudum en hızlı şekilde. Blogunuz da ayruca güzel ve takip listemde artık. Seyahatlerinizin listesinin benim yapılacaklar listemden bile uzun olması üzmedi değil gerçi 🙂

  3. Çok teşekkür ederim, sevindim. 🙂 Ben de sizin yazım tarzınızı eğlenceli ve kendime yakın buluyorum. Nice yollar dilerim size. Sosyal medyada haberleşmek, bloglarımız hakkında görüş alışverişi yapmak isterim mümkünse.

  4. Ben de tarzınız hakkında aynı şeyi yazacaktım ama bir anda laubali görünmesinden çekindim 🙂
    Sayfanın en altında mailim var, oradan bana ulaşabilirsiniz. Twitter kullanıcı adım da aynı ama yakın zamanda seyahatim olmadığı için orada konuyla ilgili pek bir şey yok malesef.

  5. Çok teşekkür ederim. 🙂 Ben sizi Twitter'da teknik olarak takip ediyormuşum meğer, ama pratikte sadece en fazla günde bir Tweet atıp çıkıyorum, hiç kimseyi takip etmiyorum, sevmediğimden değil, alışamadım. Facebook'ta her gün bir seyahat haberi paylaşıyorum, orada daha fazla ilgi görüyor, 6.600 takipçim var. Kadıköy kafası iyidir bu arada.

  6. Ben de planladığım geliştirmeyi bir gün başarıp blogger'dan web sitesi altyapısına geçebilirsem düzgün şekilde sosyal medyada yer alıcam bir gün diye umuyorum 🙂
    Neyse, bu günü de sitenizi inceleyip içlenmekle geçireyim bari.

    Kadıköy candır!

  7. Adsız

    Arkadaşlar , bu tip yazilar fikir veriyor ama kesin şeyler değil tabiki.kuzey koreye gitmedim ama mesela gitmeden önce saatlerce sorguya çekileceksiniz, sabirli olun denilen israile girmem 20 saniye , israilden çikmam 10 saniye sürdü mesela.okuduklarim yüzünden havaalanina 8 saat önce gittim.dediğim gibi kuzey korede kimse sizi vurmaz.eminim sorgular ve tutuklarlar en fazla.bence yani

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Powered by WordPress & Theme by Anders Norén